Trabzon Gezilecek Yerler | Sümela Manastırı | Boztepe
Sinop ’a yaptığımız ilk Karadeniz gezisi ile birlikte bu bölgenin coğrafyasını daha fazla keşfetmemiz gerektiğine karar verdik. Mutlu insanların oluşturduğu Karadeniz’in daha yumuşak ikliminden Trabzon ’un daha hırçın coğrafyasına doğru yol alarak bizi nelerin beklediğini görmek çok hoşumuza gitti açıkçası.
Trabzon’a Nasıl Gidilir?
Biz bu sefer biletleri biraz erken alarak ekonomik bir uçak yolculuğunu tercih ettik. 2 ay önce aldığımız biletlere yaklaşık 110 TL ödedik, bu ücret neredeyse otobüs ücretinden bile daha düşük. Yolculuk yaklaşık 2 saate yakın sürdü ve uçaktan inince de daha önce ayarladığımız kiralık araçla yolculuğumuza başladık. Tabi birkaç saat içinde İstanbul’un gürültüsünden, kirli havasından ve çarpık yapılaşmasından Trabzon’un tertemiz havası ve yeşil doğasının içinde olmak direk sizi çarpıyor ve heyecanlandırıyor.
Trabzon Hakkında Genel Bilgiler
Trabzon İmparatorluğu, Roma ve Osmanlı İmparatorluğu gibi büyük imparatorluklara ev sahipliği yapmış şehir, zaten gezilen yerlerden tarihinin çok çeşitli uygarlıklara ev sahipliği yaptığını anlayabiliyorsunuz. Evliya Çelebi notlarında “Bu şehre küçük İstanbul denilse yeridir. İrem bağları gibi süslü bir şehirdir burası.” diye bahsediyor şehirden, varın siz düşünün renkliliğini.
Trabzon’da gezilecek yerler
Boztepe
Trabzon’u kuş bakışı görebileceğiniz en bilinen yer Boztepe. Gerek yerli turistlerin gerekse yöre halkının sabah güneşin doğuşunu, akşam batışını muazzam bir deniz ve şehir manzarası eşliğinde izleyebileceği güzel bir tepe burası. Burada semaverde çay keyfi eşliğinde bol bol fotoğraf çekin derim.

Sümela Manastırı
Trabzon’un simgesi haline gelmiş bu muazzam yapının içine yaklaşık 2 yıldır devam eden restorasyon çalışması nedeniyle giremedik. Çalışmanın 2018’de tamamlanması bekleniyormuş. Bu nedenle Trabzon gezinizi planlarken bu ayrıntıya dikkat etmek isteyebilirsiniz. Sümela Manastırına girişler ücretli. Müze kartla bir sene boyunca 2 kez ziyaret etme şansınız var.
Sümela Manastırı Efsanesini BURADAN okuyabilirsiniz.
Manastır, Maçka-Altındere Köyü’nde. Özel araç ile manastıra olan yol gayet güzel ancak manastır yolu dik ve virajlı . Eğer özel aracınız yoksa, Maçka ilçesinden manastıra minibüsler mevcut.
Arabanızı park ettikten sonra yaklaşık 20 dk.’lık bir yürüyüş ten sonra manastıra ulaştığınızda göreceğiniz muhteşem tarihi doku karşısında gözlerinize inanamayacaksınız. Dağın tepesinde taşların içi oyularak yapılan manastır ve 1923 yılına kadar . Keşke daha iyi korunabilseymiş yapı tabi ama bu döneme kadar bile gelmiş olması mucize. Ölmeden önce gidilmesi gereken yerler listenize mutlaka ekleyin.
Uzungöl
Uzungöl’e özel aracınızla gitmek için Çaykara tabelalarını takip etmeniz ve Çaykara’ya girdikten sonra Solaklı Vadisi’nin doğu yamacından devam etmeniz gerekiyor. O kadar güzel bir manzarası var ki yolun İnanın bu yolculukta ayrı deneyimlere ve anılara sahip olacaksınız. Bol bol fotoğraf çekmenizi tavsiye ederim.
Uzungöl ile söylenebilecek ilk kelime herhalde oksijen deposu olduğudur. Fazla oksijenden başınız bile dönebilir hele bizim gibi İstanbul’dan geldiyseniz. Dikkatimizi çeken diğer bir konu Arap turistlerin fazlalığı oldu, tabi buna bağlı olarak Arapça tabelalar, konaklama ve yeme içme ücretlerinin yüksekliği de dikkat çekici.
Biz ilk gece konaklamamızı da burada yaptığımız için kapsamlı bir şekilde gezme fırsatı yakaladık açıkçası. Gezimize önce Uzungöl’e yaklaşık 20 km mesafede bulunan Haldizen Yaylası‘ndan başladık. Buradan Şekersu Yaylası ve Garester Yaylası’na geçtik.
Vaktiniz varsa Traşkapanı Yaylası, Balık ve Aygır Gölleri, Veli Yaylası, Büyük Yayla, Multat Yaylası, Lustra Yaylası, Tabanoz Yaylası ve Derindere Yaylası da gezilebilir.
Ben özellikle bu gezide bir Karadeniz köyüne gitmek istemiştim. Sizin de böyle bir hayaliniz varsa Şerah Köyü’ne mutlaka uğrayın . Tam hayallerimdeki gibiydi köy, yeşillikler içinde ahşap köy evleri…
Trabzon Kalesi
Araklı ilçesi, Kalecik Mahallesi’de bulunan Kale, denize hakim bir şekilde Fatih Sultan Mehmet döneminde inşa edilmiş ancak giderken büyük hayallere kapılmamak lazım. Çünkü ne yazık ki yapının büyük kısmı harabe görünümünde ve restorasyona ihtiyacı var. Biz tarihi yapıları gezmeyi sevdiğimiz için es geçemedik açıkçası . Yukarı hisar, aşağı ve orta hisar şeklinde ki yapısıyla, deniz seviyesinden şehrin en büyük tepelerine kadar devam eden kaleyi tüm olumsuzlukları göz önünde bulundurarak ziyaret etmenizi tavsiye ederim.
Vazelon Manastırı

Maçka ilçesinde bulunan manastır bilinen en eski manastırlarından biri olma özelliğini taşıyor. Ancak yine restorasyona ihtiyaç duyan bir yapıyla karşı karşıya kaldığımızı bilmenizi isterim. Öncelikle manastıra ulaşmak oldukça zor çünkü yeterli tabela yok, daha da kötüsü yollar . Yolun bir kısmında aracınızı bırakıp yürüyerek manastıra ulaşmanızın en iyisi olduğuna karar veriyorsunuz. Bu da mevsimine göre bayağı zorlu bir parkur olabiliyor. Manastıra ulaştığınızda yapının şaşkınlık uyandırdığını belirtmem gerekiyor, gizemli bir yapı görünümünde olan manastır ne yazık ki son derece bakımsız. Sonuç olarak heyecanlı bir yolculuk olabilir ama kesinlikle ziyaret edilmeli.
Ayasofya Müzesi

Sahilde yer alan kiliseye ulaşım son derece kolay. Bizde nihayet restorasyonu aslına uygun yapılmış ve uzun yıllar boyunca korunmuş bir yapı ile karşılaşıyoruz. Kilise olarak inşa edilip sonrasında önce müzeye dönüştürülen şimdilerde bir bölümü cami olarak kullanılan aynı zamanda her iki medeniyeti bir arada kucaklayan gerçek bir tarih burası. Hatta isterseniz çevresinde yöresel yemekler yapan bir işletmede mevcut. Kuymak yemek için uğrayabilirsiniz mesela.
Çal Mağarası

Dünyanın en uzun 2. mağarası olan Çal Mağarası Düzköy ilçesine bağlı bir mahalle olan Çalköy mahallesinde yer alıyor ve Trabzon merkeze yaklaşık 1 saat mesafede. Yol biraz zorlu ama hiç düşünmeden söyleyebilirim ki kesinlikle her türlü zahm
ete değer. İnanın benim için yolculuğun en inanılmaz kısmıydı bu mağarayı gezmek. Giriş ücretli, kişi başı 7,5 TL. Bu kadar az tanıtım yapılmasını şaşkınlıkla karşıladım açıkçası. İçerisi çok geniş, çok soğuk sayılmaz ama nemli, tabelalar yeterli ve harika fotoğraf kareleri yakalıyorsunuz. Tek kelimeyle muhteşem bir yer ve şiddetle tavsiye olunur.
Sera Gölü

Trabzon’a gitmeden önce yaptığım araştırmalarda bu gölün son dönemde popülaritesinin arttığını görmüştüm. Oluşumu da enterasan. Göl, aşırı yağış sonucu 1950 yılında Derecik Vadisi yamaçlarından kopan büyük kayaçların vadi tabanını tıkaması sonucu oluşmuş. Bu durum ayrıca dikkatimizi çekince düştük yollara. Göl Akçaabat ilçesinde. Göle yakın kısımda piknik alanları ve yemek yiyebileceğiniz restoranlar mevcut. Zamanınız varsa ziyaret edin derim.
Trabzon’da Gece Hayatı Nerelere Gidilir?
Trabzon’da Ne Yenir, Ne içilir?
Her yörenin ayrı bir mutfağı var ama Trabzon’a has lezzetlerin birkaç günde bitirmeniz imkansız gibi. Mesela hamsi ile yapılan yemeklerin sonu bucağı yok gibi, tavası, buğulaması, pilavı, çorbası, hamsi köftesi, hamsi dolması ve hamsi mücveri…
Yolculukta mutlaka pide çeşitlerini de denemeniz şart, ayrıca kara lahana dolması da parmaklarınızı yedirecek türden. Ayrıca çok aşina olmadığımız mısır unundan yapılan haşıl; ıspanak ve pazı ile hazırlanan iç hoğiç; fasulye kavurması; muhlama ve Akçaabat köftesi de mutlaka tadılması gereken lezzetler arasında.
Trabzon’da nerede kalınır?
Biz Uzungöl’de kalmayı ettik. Burada İnan Kardeşler Otel’de konakladık. Bungalov tarzı odalar ve normal otel odaları mevcut. Biz genellikle bungalov tarzını tercih ediyoruz daha doğal bir ortam sağlıyor. Odalar temiz, düzenli, çeşit az olmakla birlikte kahvaltı doyurucu ve personelde ilgiliydi. Otelden memnun kaldık diyebilirim. Ama belirtmeden geçemeyeceğim otelde Araplar çoğunluktaydı. Kişi başı konaklama ücreti de yaklaşık 170-180 TL arası değişiyor.
instagram hesabımızı ziyaret etmeyi unutmayın. https://www.instagram.com/geziyourumcom
Geri bildirim: Karagöl | Borçka| Doğanın Cömert Davrandığı Yer | Geziyourum
Geri bildirim: Sümela Manastırı Efsanesi | Trabzon | Geziyourum